Otbiçer Mahallesi’nde dört yıl önce keşfedilen İremir Höyüğü’nde Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle başlatılan kazı çalışmaları devam ediyor.
Van Müzesi Müdürü Erdal Acar başkanlığında, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hanifi Biber’in danışmanlığında yürütülen kazılarda, antropolog, arkeolog sanat tarihçi ve işçilerden oluşan 20 kişilik ekip yer alıyor.
Van Müzesi Müdürü ve Kazı Başkanı Erdal Acar, AA muhabirine, yaklaşık 6 kilometrekarelik bir alanı kaplayan höyüğün Urartu ve öncesine ilişkin önemli bulgular barındırdığını söyledi.
Kazıların dört yıldır devam ettiğini anlatan Acar, “Kaçak kazıların çok olması dolayısıyla buraya müdahale etmemiz gerekti. Höyük, şimdiye kadar tespit edildiği kadarıyla Erken Tunç, Demir Çağı ve Urartu dönemine ait eserleri barındırıyor. Burası, müzedeki eserleri zenginleştirmesi açısından önemli. Çavuştepe Kalesi, Şamran Kanalı ve devamında Hoşap Kalesi bir turizm koridoru şeklinde. İlerleyen yıllarda inşallah hem İremir Höyüğü hem de çevresindeki diğer tarihi yapılar turistlerin hizmetine sunulacak.” dedi.
“YOĞUN OLARAK TUNÇ ÇAĞI BULGULARI GELİYOR”
Doç. Dr. Hanifi Biber de Gürpınar Ovası’ndaki İremir Höyüğü’nde dört yıldır yürütülen çalışmalarda elde edilen bulguların, söz konusu bölgenin Erken Tunç Çağı’nın yanı sıra Demir Çağı’nda da yoğun kullanıldığını gösterdiğini belirtti.
Kazıların Urartu öncesi dönemlere ışık tuttuğunu anlatan Biber, şunları kaydetti:
“Kazılarda önemli beklentilerimizden biri, höyüğün konisinde yer alan açmalardan birinde özellikle Demir Çağı’na ait bulgular elde edebilmek. Çünkü daha önceki iki açmada, höyüğün en üst katmanlarında az da olsa Demir Çağı’nın ve daha alt tabakalarda ise Erken Tunç Çağı’nın yaşandığı dönem olan milattan önce 3500’lerden başlayıp yaklaşık 2000’lere kadar geçen bir sürecin izlerini tespit etmiş bulunmaktayız. Çünkü höyüğün hemen yanı başında Urartu kalesi olan Çavuştepe var. Yönetici sınıfların kalede yaşadığını biliyoruz ama halkın nerde yaşadığını bilmiyoruz. Demir Çağı’na ait köy yerleşiminin izlerini tespit etmek istiyoruz. Ayrıca daha önce yapılan kazılarda, höyüğün doğu eteklerinde Urartu ve muhtemelen Urartu sonrası döneme ait mezarlar tespit edilmişti. Bu sene bu bölümdeki kazılarımıza da devam etmeyi düşünüyoruz.”
Biber, önceki yıllarda yapılan kazılarda daha çok Erken Tunç Çağı’na ait çanak-çömlekler, hayvan kemiklerinden yapılmış delici aletler, obsidyenden üretilmiş kesici ve delici aletler ile farklı cins taşlardan üretilmiş ağırşak, havaneli, ezgi taşı ve benzeri pek çok malzeme bulunduğunu aktararak, “Bu seneki amaçlarımızdan biri yoğun olarak Tunç Çağı bulgularının ele geçtiği höyükte Demir Çağı’na ait daha fazla bilgi ve belgeye ulaşmak.” diye konuştu.